Herkese tekrardan merhabalar 🙋



Yine tüm diğer aylarda olduğu gibi göz açıp kapayıncaya kadar geçen yeni bir ayın daha sonuna geldik. Fakat diğer aylardan farklı olarak bu ay benim için biraz daha özeldi çünkü bugün itibariyle yatırıma başlayalı yaklaşık 2 seneyi tamamlamış oldum. Hani hep derler ya başlamak başarmanın yarısıdır diye, gerçektende bu sözün ne kadar doğru olduğunu şuan içinde bulunduğum seviyede farkedebiliyorum. 


Peki geçen bu koca 2 senede eğer yatırım hayatına hiç adım atmamış olsaydım şuan ne durumda olurdum ? 


Portföy paylaşımına geçmeden önce biraz bunlardan bahsetmek istiyorum. Öncelikle bu gerçekten cevabı çok zor bir soru ancak elimden geldiğince mantıklı bir analiz yapmak istiyorum sizlere. 


1) Evdeki elektronik eşyaları yenilemek

Teknoloji bağımlısı biri olarak muhtemelen ilk olarak eşimle beraber kendi telefonumuzu yenilemeyle işe başlardım. Bu yeni alacağım telefonda o markanın prime diye tabir edilen amiral ürünlerinden birisi olurdu muhtemelen. Öyleyse kabaca bir hesap yaparsam min. yaklaşık 40.000+ liradan 80.000+ civarı bir miktarın elimizden gideceğini söyleyebilirim.


Daha sonra şuan senelerdir kullanmakta olduğum notebook'umu değiştirirdim. Muhtemelen yine prime ürünlerden birini alırdım ve buda nereden baksak benim için yaklaşık 30.000+ tl'ye mâl olacaktı. Onun yerine ram, ssd...vs gibi takviyeler yaparak donanımsal eklentilerle performansını artırma yoluna gittim. Eşim pek notebook kullanmadığı için burada masrafı 2 ile çarpmıyorum 🙂


Sırada tabletler var. Aslında aklımda olan birkaç tablet modeli vardı ve yatırım yolculuğuna başlamasaydım muhtemelen onlardan birisini alırdım. Fiyat yaklaşık 20.000+. Onun yerine zaten senelerdir kullandığım tabletimi yavaşlasada kullanmaya devam etmeyi tercih ettim 😅


Son olarak muhtemelen yukarıdaki saydıklarım dışında da hoşuma giden ve sadece birkaç kullanım sonrası çekmecelerin tozlu raflarında yerini alacak çeşitli teknolojik cihazlarıda bolca alır eve istiflerdim 🤭 Bunlarada yaklaşık min. 10.000+ diyorum.


Evet sadece bu ilk madde de dahi toplam 140.000+ lira ücretle karşılaştık 🙂



2) Gereksiz kıyafet harcamaları

Aslında bu maddede ki harcamalar ilk maddenin yanında oldukça masum kalabilir ancak neredeyse her avm gidişinde ufak miktarlarda da olsa birşeylerin alındığı düşünülürse aslında toplam miktarın ciddi seviyelere gelebileceğini söyleyebilirim. Ancak bunun yerine evde senelerdir birikmiş olan kıyafetleri mümkün olduğunca kendi aralarında kombinleyerek onları eskimeden değiştirmemeye ve bu şekilde idare etmeye çalışıyoruz :)) Bu madde için bir miktar söylemek çok zor o nedenle hesabı size bırakıyorum :)



3) Dışarıda ortalama üstü mekanlarda yemek

Bu madde de 2 sene öncesine kadar haftalık düzenli olarak yaptığımız rutin alışkanlıklarımızdan birisiydi aslında. Lüks veya lükse yakın restoranlarda her hafta mutlaka bir akşam yemeği yemeden eve dönmezdik. Şuan 3 kişi olduğumuz düşünüldüğünde haftalık böyle bir harcamanın maliyeti bize yaklaşık min. 1000+ lira civarı olacağını söyleyebilirim. Yani 2 senede toplam 96.000+ lira gibi ciddi bir miktar yapmakta. Peki dışardan artık hiç yemiyor muyuz? Hayır tabii ki yiyoruz ama bunun miktarını haftada birden ayda bir gibi daha mâkul seviyelere çektik. Artık ortalama üstü lüks mekanlar yerine daha sade ve ortalama fiyatlı yerlerden yiyoruz. Ayrıca bu alışkanlıklar, termoslara koyduğumuz içecekler ve atıştırmalıklarla beraber orman yürüyüşleri ve pikniklere yerini bıraktı diyebilirim. Artık hem daha sağlıklı besleniyoruz hemde ailecek daha keyifli vakit geçiriyoruz 🤗

 


4) Araç modeli yükseltme

Aslında kimilerine göre bu madde bir yatırım şekli olabilir ancak ben buna katılmıyorum. Çünkü kullanmakta olduğumuz araç sıfır dahi olsa henüz kontağı çevirmeden dahi değer kaybetmekte. Ayrıca her sene yıpranmakta sonuç olarak yine bir miktar değer kaybına uğramakta. Kısacası yine bu madde içinde bir miktar belirlemek zor ancak kendi adıma böyle bir değişiklik yapmaya kalksaydım eğer şuan muhtemelen en az bir 300.000+ lirayı gözden çıkarmam gerekecekti.


 

Bu maddelere eklemeler yapmak ve listeyi daha da uzatmak mümkün. Ancak sadece bu haliyle bile sanıyorum ne demek istediğim anlaşılmıştır. Şuan eğer yatırım yolculuğuna adım atmamış olsaydık muhtemelen borçlu durumdaydık. Kredi kartlarımızda ciddi bir taksit yükü biriktiği yetmezmiş gibi muhtemelen bir yandan da kredi ödüyor olacaktık. Peki 24 ay sonunda şuan ne durumdayız daha fazla uzatmadan haydi hep beraber inceleyelim 🙃



Bu ay önceki aylara göre ciddi bir yükselişin yaşandığını söyleyebilirim. Ay içerisinde AKSA'dan 50,62$, FROTO'dan 13,2$, EREGL ve ISDMR'den toplam 28$, TOASO'dan 56$, TUPRS'dan 180,9$ ve son olarak TTRAK'den de 17,7$ olmak üzere toplam 346,44$ temettü yattı. Yatan tüm temettüleri tekrar aynı hisse alımlarında kullandım. Bunların dışında maalesef süpriz masraflar çıktığı için portföye ISMEN ve SISE dışında bu ay pek bir alım yapamadım. Aslında bu ay benim yerime alımları şirketler gerçekleştirdi de denebilir :) 

Kısacası bu ay ki temettülerinde etkisiyle toplam BIST portföyüm 13.000$'ı aştı. 2000$'lık nominal Eurobondlarla beraber toplam portföy büyüklüğüm ise 15.000$ barajınıda geçmiş oldu. Böylece yıl sonu 20.000$ hedefine biraz daha yaklaşmış oldum 😊


Özetle son güncel duruma bakılacak olursa gidişatımda bir problem görünmüyor, bakalım ilerleyen süreçte nelerle karşılaşacağız :) Vakit ayırıp okuduğunuz için ve bu yolculukta beni yalnız bırakmadığınız için teşekkür ederim.



Yeniden görüşmek dileğiyle.


“Birikim, geleceğin sessiz bekçisidir; lüks ise anın doyumsuz hırsızı.”


Not: Yazdıklarım tamamen kendine nottur. Hiçbir tavsiye içermemektedir...

 Yeniden herkese merhabalar 👋



Finansal yolculuk macerasında mart ayınıda geride bırakmış bulunmaktayız. Ufak ufak adımlarla nihai hedefe doğru serüvenimiz devam ediyor. Esasında bu yolculuğu keyifli yapanda bu aslında. Birşey ne kadar zor elde edilirse, o uğurda ne kadar çabalanır ve ter dökülürse elde edilen sonuçta o kadar tatlı olur ve keyif verir insana. 


Ufak bir örnek vermem gerekirse küçüklüğümde menajerlik oyunlarını çok severdim. Oynarken alt liglerden, küçük bütçeli takımlar seçer ve üst liglere taşımaya çalışırdım. Ancak tam tersi zengin ve yüksek bütçeli takımlar seçtiğimdeyse elde ettiğim başarılar o kadar keyifli gelmezdi bana. Çünkü biliyordum ki ben olmasam dahi o takım zaten rahatlıkla o başarıları elde edebilecek kapasitedeydi :)



Herneyse gelelim tekrar asıl mevzumuza ☺️ Bu ay portföyde son durum şu şekilde gerçekleşti;



Bu ay herhangi bir süpriz masraflarla karşılaşmadığım için portföyde yer alan çoğu hissede ekleme yapabildim. Ancak yaptığım eklemelere rağmen portföyüm milim ilerlemedi diyebilirim 😅 Bunda seçim belirsizlikleri ve süpriz faiz artışının etkisinin olduğunu düşünüyorum.


Kısacası bu ay ki alımların etkisiyle toplam BIST portföyüm 12.000$'ı aştı. 2000$'lık nominal Eurobondlarla beraber toplam portföy büyüklüğüm ise 14.000$ barajınıda geçmiş oldu. Böylece yıl sonu 20.000$ hedefine biraz daha yaklaşmış oldum 😊


Özetle son güncel duruma bakılacak olursa gidişatımda bir problem görünmüyor, bakalım ilerleyen süreçlerde nelerle karşılaşacağız :) Vakit ayırıp okuduğunuz için ve bu yolculukta beni yalnız bırakmadığınız için teşekkür ederim.



Yeniden görüşmek dileğiyle.



Not: Yazdıklarım tamamen kendine nottur. Hiçbir tavsiye içermemektedir...


   

Herkese yeniden merhabalar ✋


Hayat nehrinde kürek sallarken zamanın nasıl da uçup gittiğini fark edebiliyor musunuz ? 

Ben düzenli aylık portföy paylaşımlarını yaparken daha çok farkediyorum. Özellikle de hayalini kurduğum şeyleri yapmak için kendime verdiğim sürelerin nasıl da azaldığını gördüğümde. Bazen zamanın bana yetmediğini, hayatın çok kısa olduğunu düşünüyorum. Siz de böyle hissediyor musunuz? 

Peki zamanın bu hızlı akışı karşısında neler yapabiliriz, akıntıya karşı kürek çekmek ne kadar mantıklı? 

Sanırım bu soruyada verilebilecek tek mantıklı yanıt kalan sürelerimizi en kaliteli şekilde değerlendirmek olabilir. Bu da cesur olmak, ilk adımı atmak ve hayallerimizin peşinden gitmek demek. Bunu yaparsak, sonrası bir şekilde geliyor gibi. Belki de zamanın bize sunduğu en güzel armağan bu olabilir. Siz ne dersiniz ?


Herneyse daha fazla uzatmadan ben hemen bu ay portföyümde ne oldu ondan bahsedeyim isterseniz;


Hatırlarsanız daha önce portföyü daha derli toplu ve dengeli bir hale getirmek istediğimden bahsetmiştim, işte bu doğrultuda alımlarımı yapmaya devam ediyorum. Bu nedenle Şubat ayında TOASO alımı yaptım ve toplam lot miktarımı 100'e tamamladım. Bu sayede portföyde ki oranı %10'a yaklaştı. Onun dışında da pek bir alım yapmadım. 

Bu ay ki alımlar ve borsadaki yükselişin de etkisiyle toplam BIST portföyüm 12.000$'a yaklaştı. 2000$ nominal Eurobondlarla beraber toplam portföy büyüklüğüm ise 14.000$ sınırına dayandı. Böylece yıl sonu 20.000$ hedefine biraz daha yaklaşmış oldum 😊

Herneyse kısacası son güncel duruma bakılacak olursa gidişatımda bir problem görünmüyor, bakalım ilerleyen süreçlerde nelerle karşılaşacağız :) Vakit ayırıp okuduğunuz için ve bu yolculukta beni yalnız bırakmadığınız için teşekkür ederim.


Yeniden görüşmek dileğiyle.



Not: Yazdıklarım tamamen kendine nottur. Hiçbir tavsiye içermemektedir...

 Yeni yılın ilk ayından herkese merhabalar 👋



Sonunda yeni yıla girdik ve bu yılın ilk portföy durumunu paylaşma vakti geldi. Öncelikle 2024'ün hepimiz için bol kazançlı, sağlıklı güzel bir yıl olmasını diliyorum 🙏 Bu sene için beklentim faiz artışlarının da etkisiyle geçmiş yıllara nazaran daha zorlu geçmesi ve etkisinin önümüzde ki senelerde de devam etmesi. Bu nedenle tedbir amaçlı 2024 yılının geri kalanında portföyümü daha derli toplu ve dengeli hale getirmeyi amaçlıyorum. Hatırlarsanız bu niyetle geçtiğimiz yılın sonlarına doğru Eurobond alımlarına başlamıştım. Duruma göre ilerleyen süreçte BIST ve Eurobond dışında Nasdaq ve S&P 500 alımlarıda yapabilirim. Böylece önümüzde ki süreçte Serbest Gelir Ağacından tutunduğum dallarıda artırmış olacağım. 


Daha fazla uzatmadan ocak ayında neler yaptım ve portföy durumum ne oldu hemen onlardan biraz bahsedeyim isterseniz;




Yukarıda ki tabloya baktığımızda önceki aylara göre pek bir değişimin olmadığını söylemek mümkün. Bunun ana nedeni aslında bu ay pek bir ekleme yapamamış olmam. Geçtiğimiz aylarda ödemem gereken bazı borçlarımızı kredi kartı ile ocak ayına ötelemiştim ve maalesef onların ödeme tarihleri geldi :) Bu yüzden portföye pek bir katkı yapamadım. Yine de bu ayıda pas geçmemek ve zinciri bozmamak adına ufak miktarlarda Tuprs eklemesi yaptım. Böylece yıl sonu 1000 olan Tuprs hedefime minikte olsa biraz daha yaklaşmış oldum. 

Kısaca özetlemem gerekirse aylar sonra BIST'te tekrar yukarı yönlü bir kıpırdanma oldu ve bunun etkisiyle toplam portföy büyüklüğüm 12.500$ seviyelerine yaklaştı. Yıl sonu portföy büyüklüğü hedefim ise 20.000$'dı ve bu rakamlara gelecek temettüler, eklemeler ve BIST'te yaşanacak yükselişlerle ulaşmayı umuyorum 🙏 


Herneyse kısacası son güncel duruma bakılacak olursa gidişatımda bir problem görünmüyor, bakalım ilerleyen süreçlerde nelerle karşılaşacağız :) Vakit ayırıp okuduğunuz için ve bu yolculukta beni yalnız bırakmadığınız için teşekkür ederim.


Yeniden görüşmek dileğiyle.


Not: Yazdıklarım tamamen kendine nottur. Hiçbir tavsiye içermemektedir...

Herkese tekrar merhabalar 👋

Pek çok kişi gelecekte ulaşmak umuduyla bazı hedefler belirliyor ve bu hedefler doğrultusunda adımlarını atıyor. Peki koyduğumuz bu hedefler ne kadar gerçekçi? Hedeflerimiz ne kadar yüksek seviyede olursa o kadar iyidir diyebilir miyiz? Bunun ne önemi var diye düşünebilirsiniz. Ancak yapılan birçok araştırma durumun aksini iddia etmektedir. Yani koyduğumuz hedefler, başarıya giden yolda bir rehberdir. Bu rehber ne kadar gerçekçi olursa aslında doğru yolu bulmamız da o kadar kolay olur diyebiliriz. Her neyse lafı daha fazla uzatmadan hemen bu konuda yapılmış bir çalışmaya ve sonuçlarına bakalım isterseniz 😊


Bu konuda yapılmış ve bilim camiasında genel olarak kabul görmüş bir çalışmayı inceleyeceğiz. Bu makalenin adı:

Hedef belirleme ve görev performansı teorisi (A theory of goal setting & task performance)

"A Theory of Goal Setting & Task Performance" makalesi, Edwin A. Locke ve Gary P. Latham tarafından yazılmış ve 1990 yılında Prentice-Hall tarafından yayınlanmıştır. Makale, hedef belirleme teorisinin temellerini ve bu teorinin görev performansı üzerindeki etkilerini incelemektedir. Bu makalede Edwin Locke ve Gary Latham, hedef belirlemenin iş ve görev performansıyla nasıl ilişkili olduğunu ortaya koyan bir teori geliştirmişlerdir. Bu teoriye göre net, zorlayıcı, bağlılık gerektiren, geri bildirimli ve karmaşık olmayan hedefler motivasyonu ve başarıyı artırmaktadır. Locke ve Latham'ın hedef belirleme teorilerinde 11 temel prensip şunlardır;
  1. Hedefler, performansı yönlendiren bir etkiye sahiptir.
  2. Hedefler, bireyin dikkatini, çabasını, sürekliliğini ve strateji geliştirmesini etkiler.
  3. Hedefler, bireyin kendini düzenlemesini sağlar.
  4. Hedefler, bireyin öz-yeterlilik algısını, bağlılığını ve tatminini etkiler.
  5. Hedefler, bireyin geribildirim alma ve değerlendirme ihtiyacını artırır.
  6. Hedefler, bireyin öğrenme ve gelişimini destekler.
  7. Hedefler, bireyin yaratıcılık ve yenilikçilik kapasitesini artırır.
  8. Hedefler, bireyin işbirliği ve takım çalışması becerilerini geliştirir.
  9. Hedefler, bireyin sorumluluk ve etik bilincini yükseltir.
  10. Hedefler, bireyin kendine güvenini ve motivasyonunu pekiştirir.
  11. Hedefler, bireyin başarı ve mutluluk duygusunu kuvvetlendirir.
Bu prensipler, hedef belirlemenin insan davranışı üzerindeki olumlu etkilerini göstermektedir. Hedef belirlemenin, bireyin hem kişisel hem de profesyonel hayatında başarılı olmasına yardımcı olduğu açıktır. Ancak, hedef belirlemenin faydalarından yararlanmak için, hedeflerin doğru şekilde belirlenmesi ve uygulanması gerekmektedir. Bu konuda, Locke ve Latham'ın bizlere sunduğu bazı ipuçları ise şunlardır:
  • Hedefler, net, ölçülebilir, ulaşılabilir, anlamlı ve zamanlı olmalıdır.
  • Hedefler, bireyin yetkinlik ve ilgi alanlarına uygun olmalıdır.
  • Hedefler, bireyin kendisi tarafından belirlenmeli veya kabul edilmelidir.
  • Hedefler, bireyin gerçekçi bir öz-değerlendirme yapmasını sağlamalıdır.
  • Hedefler, bireyin gelişimine katkı sağlayacak geribildirimler içermelidir.
  • Hedefler, bireyin başarısını ödüllendirmeli ve kutlamalıdır.
  • Hedefler, bireyin destekleyici bir ortamda çalışmasını sağlamalıdır.
Bu ipuçları, hedef belirlemenin nasıl daha etkili ve verimli bir şekilde yapılacağını göstermektedir. Hedef belirlemenin, bireyin performansını, motivasyonunu ve tatminini artırmak için güçlü bir araç olduğu söylenebilir. Hedef belirlemenin, bireyin hayatını daha iyi ve daha mutlu bir hale getirmek için kullanılabilecek bir yöntem olduğu da iddia edilebilir.

Bu bağlamda, yapılan gözlem ve sonuçları ise şu şekildedir;

Üniversite öğrencilerine 10 matematik problemi çözmeleri için 10 dakika süre veren bir deney gerçekleştirmişlerdir. Öğrenciler, deneyden önce farklı düzeylerde hedefler alırlar. Hedefler, ulaşılabilir (8 veya 9 doğru), ulaşılması çok zor (10 doğru) veya belirsiz (en iyisini yapın) olarak tanımlanır. Öğrencilerin performansı, doğru cevap sayısı ve süre olarak ölçülür. Ayrıca, öğrencilerden kendilerine güven, motivasyon ve zorluk algısı gibi değişkenleri değerlendirmeleri istenir.


Araştırmanın sonucunda, ulaşılması çok zor hedeflere sahip olan öğrencilerin, ulaşılabilir veya belirsiz hedeflere sahip olanlardan daha az doğru cevap verdikleri ve daha fazla zaman harcadıkları bulunmuştur. Ayrıca, ulaşılması çok zor hedeflere sahip olan öğrencilerin, kendilerine güvenlerinin ve motivasyonlarının da daha düşük olduğu gözlemlenmiştir. Bu sonuçlar, hedef belirleme teorisinin beş ilkesinin önemini göstermektedir. Hedeflerin, net, zorlayıcı, bağlılık gerektiren, geri bildirimli ve daha az karmaşık olması gerektiğini vurgulamaktadır.


Kısacası, henüz yolun başındayken ulaşılamaz finansal özgürlük hedefleri belirlemek, kendimize olan güvenimizi ve motivasyonumuzu düşürebilir. Bunun yerine, hedef belirleme teorisinin beş ilkesini uygulayarak daha ulaşılabilir ve gerçekçi hedefler belirleyebiliriz 😇

Bu yazıda, Locke ve Latham'ın hedef belirleme teorilerini ve bunların insan davranışı üzerindeki etkilerini özetlemeye çalıştım. Umarım bu araştırma, sizin de hedef belirleme konusunda daha bilinçli ve başarılı olmanıza yardımcı olur. Hedef belirlemenin, hayallerinizi gerçekleştirmenin ilk adımı olduğunu unutmayın 😊

Vakit ayırıp okuduğunuz için ve bu yolculukta beni yalnız bırakmadığınız için teşekkür ederim.

Yeniden görüşmek dileğiyle...





Not: Yazdıklarım tamamen kendine nottur. Hiçbir tavsiye içermemektedir...

 Merhabalar Değerli Okurlar 🙏



Hepimiz çeşitli yatırımlar yapıyoruz ve portföy büyüklüğümüzü bir an önce artırarak Finansal Özgürlüğe ulaşmaya çabalıyoruz. Bu nedenle pek çoğumuz mevcut işinde ciddi çalışma gayreti içerisinde. Kimimiz birden fazla işte çalışıyor kimimiz de ek mesailer harcıyor. Ancak bu yoğun iş tempomuz nedeniyle yatırım konularına ayıracak sürelerimizde maalesef kısıtlanıyor. Gün içi harcanan ciddi efor sonrası akşam yatırım üzerine birşeyler okuyacak ve çalışma yapacak mecalimiz dahi kalmayabiliyor. Buda aslında belkide geleceğimizi kurtaracak en önemli konularda, kendimizi geliştirmeye engel bir durum teşkil ediyor.



Peki tüm bu engeller önümüzde ciddi bir sorun teşkil ederken o masaya çalışmak için nasıl oturabiliriz ve kendimizi nasıl geliştirebiliriz ? 🤔 İşte bu noktada bizler gibi olan ve çalışmakta güçlük çeken birisi Pomodoro isminde bir teknik geliştirmiş 🤗



Nedir bu Pomodoro ?

Pomodoro, İtalyanca'da domates anlamına gelir. Pomodoro tekniğini geliştiren Francesco Cirillo, çalışma süresini takip etmek için domates şeklinde bir mutfak saati kullanmıştır. Bu yüzden bu tekniğe pomodoro adını vermiştir. Pomodoro tekniği, çalışma süresini 25 dakikalık odaklanma ve 5 dakikalık mola döngülerine ayırmayı amaçlar. Bu sayede, hem çalışma verimliliği artar, hem de zihinsel yorgunluk azalır.



Pomodoro tekniği, çalışmaya başlamak için harika bir yöntemdir. Yatırım yaparken, piyasa analizi, risk değerlendirmesi, portföy yönetimi gibi konulara dikkat etmek gerekir. Bu konular, zaman ve enerji gerektiren zorlu görevlerdir. Bu nedenle, yatırımcılar için pomodoro tekniği kullanmak, yatırım üzerine çalışma performansını artırmak için faydalı olabilir.


Pomodoro tekniğini kullanmak için, şu adımları izleyebilirsiniz:


  •  Yapmak istediğiniz yatırım görevini belirleyin. Örneğin, bir hisse senedi analizi yapmak, bir yatırım planı oluşturmak, bir yatırım kitabı okumak gibi.
  • Pomodoro saatinizi 25 dakikaya ayarlayın ve çalışmaya başlayın. Bu süre içinde, sadece yatırım görevinize odaklanın ve başka hiçbir şey yapmayın. Telefonunuzu sessize alın, e-postalarınızı kontrol etmeyin, sosyal medyaya bakmayın.
  • Pomodoro saatiniz çaldığında, çalışmayı bırakın ve 5 dakikalık bir mola verin. Bu süre içinde, zihninizi dinlendirin ve rahatlayın. Biraz su için, esneyin, yürüyün, müzik dinleyin, nefes alın.
  • Dört pomodoro tamamladığınızda, 15 ila 30 dakikalık daha uzun bir mola verin. Bu süre içinde, yatırım görevinizden tamamen uzaklaşın ve başka bir şey yapın. Bir arkadaşınızla konuşun, bir oyun oynayın, bir şeyler atıştırın, meditasyon yapın.
  • Uzun molanız bittikten sonra, yeni bir pomodoro döngüsüne başlayın.


Pomodoro tekniğini kullanarak, yatırım konularında kendinizi geliştirirken zamanınızı daha verimli, odaklı ve motive bir şekilde kullanabilirsiniz. Ayrıca, pomodoro tekniği, çalışma stresini azaltmaya ve yatırım kararlarınızı daha rasyonel bir şekilde almanıza yardımcı olabilir ☺️


Bu arada size bir süprizim de var ☺️ Ana sayfamda, ziyaretçilerin kendi pomodoro saatlerini ayarlayabilecekleri ve pomodoro tekniğini deneyebilecekleri bir araç da sundum. 


Mobil sürümde ana sayfanın alt kısmında QR Kod Oluşturucunun hemen üstünde:



Masaüstü sürümde ana sayfanın sağ alt kısmında:



Siz de pomodoro tekniğini denemek isterseniz, ana sayfamdaki aracı kullanabilirsiniz. Pomodoro tekniği, yatırım yapmanın yanı sıra, diğer iş veya öğrenme faaliyetlerinde de kullanılabilir. Pomodoro tekniği, zaman yönetimi ve verimlilik için harika bir yöntemdir. Haydi sizde Pomodoro tekniğini deneyin ve yatırım başarınızı artırın! 🙂


Vakit ayırıp okuduğunuz için ve bu yolculukta beni yalnız bırakmadığınız için teşekkür ederim.


Yeniden görüşmek dileğiyle...



Not: Yazdıklarım tamamen kendine nottur. Hiçbir tavsiye içermemektedir...