Eurobond, uluslararası bir tahvil türüdür. Şirketler, hükümetler veya diğer kuruluşlar tarafından ihraç edilen ve çoğunlukla döviz cinsinden olan bu tahviller, yatırımcılara sabit bir faiz oranıyla belirli bir vade sonunda geri ödeme taahhüdü sunar. Eurobondlar, genellikle Euroclear veya Clearstream gibi uluslararası tahvil takas sistemlerinde işlem görürler ve dünya genelinde yatırımcılar tarafından satın alınabilirler.


Eurobondları almak için aşağıdaki adımları takip edebilirsiniz:


  • Bir Aracı Kurum Seçin ve Yatırım Hesabı Açın: Eurobondları almak için bir yatırım hesabına sahip olmanız gerekir. Birçok ülkede bankalar, aracı kurumlar veya finansal hizmet sağlayıcıları bu tür hesapları sunar. Bir hesap açmak için önce bu kuruluşlarla iletişime geçmelisiniz.

  • Örneğin Vakıfbank mobil uygulama üzerinden almak isterseniz;



  • Yatırım menüsü altında yer alan Eurobond seçeneğinden alım işleminizi gerçekleştirebilirsiniz. Ancak öncesinde bir yatırım hesabı açmanız gerekli. Eğer yatırım hesabı nasıl açılır bilmiyorsanız bir önceki hisse senedi nereden ve nasıl alınır yazıma tıklayarak öğrenebilirsiniz 😇

  • Uygunluk Testi: Yatırım yapmadan önce kendi risk toleransınızı ve yatırım hedeflerinizi belirlemelisiniz. Eurobondlar, düşük riskli yatırım araçları olarak kabul edilir, ancak yine de risk içerirler.


  • Eurobondları Araştırın: İlgilendiğiniz Eurobondları araştırarak, faiz oranları, vade süreleri, ihraç eden kuruluşlar ve diğer önemli detaylar hakkında bilgi edinebilirsiniz. (Örnek getirileri görmek için tıklayın)


  • Alım Emri Verin: Seçtiğiniz aracı kurum aracılığıyla Eurobondları almak için bir alım emri vermeniz gerekecektir. Alım emri, ne kadar Eurobond almak istediğinizi ve hangi koşullarda almak istediğinizi belirtir.


  • Takip ve Değerlendirme: Eurobondlarınızı aldıktan sonra, yatırımınızı düzenli olarak takip etmelisiniz. Faiz ödemelerini ve vade sonunu göz önünde bulundurarak yatırım performansınızı değerlendirmek önemlidir.


  • Vade Sonu ve Geri Ödeme: Eurobondların vadesi sona erdiğinde, ihraç eden kuruluş size ana paranızı ve faiz ödemelerinizi geri öder.


Eurobondlar, yatırımcılara çeşitlendirme ve uluslararası piyasalara erişim imkanı sunar, ancak her yatırım gibi dikkatli bir şekilde araştırılmalıdır. Ayrıca, Eurobondları satın almadan önce uluslararası yatırım düzenlemelerini ve vergi gereksinimlerini anladığınızdan emin olun. İyi bir finansal danışmanın tavsiyelerini de dikkate almanız faydalı olabilir. Bundan önceki Eurobond bizi enflasyona karşı koruyabilir mi adlı yazımada göz atmayı unutmayın 😊

 Merhabalar Değerli Okurlar 👋


Aslında uzun zamandır aklımda olan, ancak bir türlü fırsat bulup kaleme alamadığım bir konudan bahsetmek istiyorum sizlere. Bugünkü yazım, çağımızın kanayan yarası olan aileyle ilgili olacak. Öncelikle belirtmekte fayda var ki, ben bu konuda bir uzman değilim ve kesinlikle kimseye öneri veya tavsiye vermek amacıyla bu yazıyı yazmıyorum. Belki benzer sorunları yaşayan insanlara kendi çözüm yöntemlerimizden bahsederek biraz olsun yardımcı olabilirim, ve ileride minik kızımın okuyabileceği düşüncesiyle bu yazıyı kaleme alıyorum. 😇



Öncelikle, son zamanlarda hem çevremde hem de TÜİK verilerini incelediğimde oldukça endişe verici bir tabloyla karşı karşıya kaldım. Boşanma oranlarının sadece ülkemizde değil, dünya genelinde artıyor olması beni gerçekten üzmekte. Bu konuyu çevremde benzer deneyimleri yaşayan insanlarla konuştuğumda, genellikle çocuk doğduktan sonra özellikle ilk zamanlarda geceleri uykusuz kalmak gibi nedenlerin, sinirleri gerdiği ve eşler arasında huzursuzluğun arttığı konusunda benzer görüşlere rastladım. Aslında haksızda değiller çünkü aynı şeyleri bizde yaşadık. Bana göre en temel sebeplerin başında sanırım bu sorun gelmekte. Diğer önemli sorunlar ise, birçoğumuzun tahmin edebileceği gibi, günümüzde sabır ve tahammül seviyelerinin giderek azalması olabilir. İşte benim asıl bahsetmek istediğim noktada bu olacak.



Düşünün ki, hepimiz aslında aynı hedefe doğru yatırım yapıyoruz ve bu yatırımların ileride karşılığını görmeyi umuyoruz, değil mi? Ancak bu yolun pek de kolay olmadığını ve inişli çıkışlı bir seyir izlediğini biliyoruz. Aynı şekilde, aile kurmada da benzer bir durum söz konusu, değil mi? Hepimiz mutluluk arayışı içindeyiz ve kusursuz bir yaşam istiyoruz, ancak bunun sadece teorik bir ideal olduğunu ve gerçekte her zaman mümkün olmadığını unutmamamız gerekiyor. Eşlerimizin zaman zaman stresli ve zorlu dönemlerden geçebileceğini ve bu zamanlarda onları desteklemek yerine engel olmanın süreci daha zorlu hale getirebileceğini hatırlamalıyız.




Bu konuda Doç. Dr. Özlem Bozkaya aslında durumu bizlere çok güzel özetlemiş. 

"Hayatın iniş çıkışlarla dolu olması sizi üzmesin,

Bu; hayatın ritmi ve sizin de yaşadığınız anlamına gelir"




Tabii ki, evlilikte böyle değil mi? Bazen anlaşmazlıklarla, bazen de mutluluklarla dolu bir süreç... Ancak yaratılış fıtratımız gereği hep daha iyisini arayışı içerisindeyiz ve elimizdeki şeylerin kıymetini maalesef kaybetmeden pek bilemiyoruz. Bu durum aslında denize karşı evi olan, ancak bir süre sonra sıradanlaşmasına ve kişinin bunu farketmeyerek zamanla denizin sesini ve güzelliğini dahi unutmasına benziyor. İşte bu yüzden evliliğimizi her anın kıymetini bilerek, sevgiyle ve anlayışla sürdürmeliyiz.


Peki anlaşmazlık durumunda ne yapabiliriz, bizim bu konuda çözümümüz ne ?


Evliliğimizin 7. yılına girerken, her evlilikte olduğu gibi zaman zaman ciddi anlaşmazlıklar bizde yaşadık ve maalesef bu tür durumlar illaki yine olmaya devam edecektir. Ancak sağlıklı bir ilişkinin zaman zaman zorluklarla karşılaşabileceğini ve pürüzsüz bir evliliğin mümkün olmadığını kabul ediyoruz. 


Peki, bu tür durumlarla nasıl başa çıkıyoruz ve hangi yöntemleri izliyoruz?


  • Öncelikle biz daha evlenmeden tanışma sürecimizde kendimize bir çizgi çektik ve her ne sebeple olursa olsun hiçbir anlaşmazlığımızı ailelerimize ve arkadaşlarımıza bahsetmeyeceğimize dair birbirimize söz verdik.
  • Yine diğer verdiğimiz söz asla gece ayrı yerlerde uyumamaktı. Yani o gün küs olsak dahi farklı odalarda yatmak bizde yasak :)

Bu 2 detay bence oldukça önemli. Çünkü en ufak anlaşmazlıkta dahi çevremize haber vermek o meselenin daha derinleşmesine ve kendi aramızda çözüm üretmenin imkansız hale gelmesine sebebiyet verebilir. Özellikle çevrenin yanlış yorumlaması ve yönlendirmesi bu mevzuyu daha da kötüleştirebilir. Sonuçta birbirini en iyi tanıyan eşlerdir başkaları daha iyi sizleri bilemez.





Bunun dışında aklımızda hep şu var: Kimin haklı olduğunun ne önemi var? 


Tabii ki her anlaşmazlık durumunda barışma sonrası bu anlaşmazlığın neden olduğunu ve nasıl çözebileceğimizi derinlemesine konuşup tartışıyoruz. Ancak burada anlatmak istediğim şey şu: Siz, gladyatör arenasında kalabalık bir topluluk önünde çarpışan çiftler değilsiniz ve kimin haklı, kimin haksız olduğunu kimse bilemeyecek. Yani dışarıda pek tanımadığınız birçok insana göz yumup müsamaha gösteriyorsunuz. Peki aynı tavrı ve düşünceyi eşinize uygulamak neden zor geliyor? İnatlaşmanın kime ne faydası olabilir? İşte bu yüzden genellikle en geç 24 saat içerisinde birimiz gelip diğerine sarılıyor, haksız bile olunsa karşılıklı özür dileniyor ve olay tatlıya bağlanıyor 😇




Kısacası, benim görüşüme göre, bu hayattaki en değerli yatırım, eşlerin birbirlerine yaptığı yatırımdır. Bu sayede eşler mutluluklarını artırmakla kalmaz, aynı zamanda birlikte aşılacak zorluklara karşı güçlü bir dayanışma ve destek ağı oluşturur. Ayrıca iyi bir ilişki, her iki tarafın da potansiyelini en üst düzeye çıkarabileceği bir ortam sunar. Bu, kariyer hedeflerini takip etmek, kişisel gelişim çalışmalarına katılmak veya yeni deneyimler kazanmak gibi alanlarda büyümeyi içerebilir.

Ayrıca, sağlıklı bir ilişki, çocuklarına da olumlu bir model sunar. Ebeveynlerin birbirlerine gösterdiği sevgi ve saygı, çocukların ilişkiler konusunda sağlam temeller oluşturmasına yardımcı olur. Bu nedenle, eşlerin birbirlerine yaptığı yatırım, aile içindeki uyumu ve mutluluğu artırarak gelecek nesillerin yaşamını da olumlu yönde etkiler. Umarım herkes için faydalı bir yazı olmuştur. Okuyup zaman ayırdığınız için gerçekten çok teşekkür ederim. Yeniden görüşmek dileğiyle 🙏


 Hisse senedi almak için aşağıdaki adımları izleyebilirsiniz:




Hisse senedi hesap açılışı için Uygunluk Testi yapılması zorunludur. Uygunluk Testi’ni mobil veya internet bankacılığı üzerinden kolayca yapabilirsiniz. 

  • Hesap Açma: İkinci adım, bir yatırım hesabı açmaktır. Bu hesabı bir banka, aracı kurum veya online yatırım platformu üzerinden açabilirsiniz. Hesap açma işlemi için kimlik belgelerinizi ve finansal bilgilerinizi sunmanız gerekebilir.

 Temettü ödemesini almak için aşağıdaki adımları izleyebilirsiniz:





  • Hisse Senedi Sahipliği: İlk olarak, temettü ödemesi almak istediğiniz şirketin hisse senetlerinden birine, en geç temettü ödemesi yapılmadan 1 gün öncesi sahip olmanız gerekir.


  • Temettü Tarihlerini İzleme: Şirketler genellikle temettü ödeme tarihlerini önceden duyururlar. Bu tarihleri takip etmelisiniz. Temettü tarihi, temettü ödemesinin yapılacağı tarihtir (https://www.kap.org.tr/ adresinden ilgili şirketi aratarak, son 5 bildirim kısmına bakmanız yeterli). 
  • Örneğin aşağıda KAP bildirimi yapılan bazı şirketlerin temettü ödemelerine dair duyurularını görebilirsiniz. 




  • Hesap Bilgilerinizi Güncelleme: Şirket, temettü ödemelerini genellikle hisse senedi sahiplerinin kayıtlı hesaplarına elektronik olarak yatırır. Bu nedenle, hisse senedi sahipliği ile ilişkilendirilmiş olan hesap bilgilerinizin güncel ve doğru olduğundan emin olmalısınız. Eğer hesap bilgilerinizde bir değişiklik varsa, bu bilgileri güncellemelisiniz.


  • Temettü Ödemesini Bekleme: Temettü tarihi geldiğinde, şirket temettü ödemesini yapar. Bu ödeme, hisse senedinin sahiplerinin hesaplarına genellikle iki iş günü içinde geçer. Ancak, bu süre şirkete ve kullanılan finansal aracı kuruma bağlı olarak değişebilir.


  • Hesap Ekstresini Kontrol Etme: Temettü ödemesi hesabınıza geçtiğinde, hesap ekstresini veya online hesap bilgilerinizi kontrol ederek ödemenin doğru bir şekilde alındığından emin olun.


Zaman ayırıp okuduğunuz için ve bu yolculukta beni yalnız bırakmadığınız için teşekkür ederim.


Yeniden görüşmek dileğiyle 🙋‍♂️


Not: Yazdıklarım tamamen kendine nottur. Hiçbir yatırım tavsiyesi içermemektedir...


Örneğin Vakıfbank üzerinden eurobond'lara bir bakalım. Öncelikle Bu linkten ilgili sayfaya gidebilirsiniz.



İlgili linke tıkladığınızda ilk olarak böyle bir sayfa göreceksiniz. 



Ardından buradan ürün adı olarak eurobond seçip, işlem tipi alış seçtiğinizde tüm eurobond'lar listelenecek.



Burada rastgele bir eurobond seçimi yaptım.




Daha sonra seçtiğim eurobond kuponlarını hesaplayabilmek için adet yani nominal değeri 1000 olarak girdim. Bu değer aslında her eurobond için 1000'dir. Eğer biz o eurobond'dan birden fazla ödeme almak istersek nominal değer olarak 1000'in katları şeklinde girmemiz gerekir. Ayrıca eurobond'u kaçtan alırsak alalım vade sonu ana para olarak 1000 $ geri alırız. Çünkü tüm eurobond'lar 1000 nominal değer sahip olarak satılmakta.


Bu eurobond'dan 1 adet alım için ödeyeceğimiz rakam 1023,5 $ olarak görünüyor.





Son olarak yukarıda görüldüğü gibi 6 ayda 1 alacağımız kupon ödemeleri listeleniyor. En son 2033 tarihinde ana paramız 1000 $ ve son kupon 46,88 $ olarak geri ödeniyor. Bu 10 senelik dönemde de tüm 6 ayda 1 kupon ödemeleri ve en son ana para ödemesi dahil bize 1890,72 $ ödeme yapılıyor.

Yani kısacası 1023,5 $'lık aldığımız eurobond'un 10 sene sonra bize dönüşü toplam 1890,72 $. (Bu oranlar ülke CDS puanına da bağlı olarak her gün değişmekte olup siz hesapladığınızda farklılık gösterebilir)

Senelik verim ise 48,88 $ x 2 = 93,76  $ / 1023,5 $ = %9,16 görünüyor.


Sonuç olarak;


  • Şuan Amerikada senelik enflasyon % 4. Yani yukarıda hesapladığımız eurobond senelik %9,16 getiriye sahip olduğuna göre yaklaşık %5'lik bir avantajımız görünüyor. Ancak biz gelen kuponların tamamını harcarsak ilerleyen yıllarda ana paramız ve gelen kuponlarımız bu enflasyon karşısında eriyebilir. 

  • Bunun önüne geçmenin yoluysa, gelen kuponların o yıl ki Amerika'da yaşanan enflasyon oranı kadar olan kısmıyla o eurobond'un tekrar alınması olabilir. Yani günümüze göre hesaplayacak olursak 1023,5 $'ın %4'ü yaklaşık 41$. Biz eğer sene sonu toplam aldığımız 93,76 $ kupon ödemesinden 41$'lık kısmını ayırıp tekrar aynı eurobond alımı yaparsak enflasyon karşısında da kendimizi koruyabiliriz. (Aynı eurobond'dan yaklaşık 25 adet alırsak %4'üyle rahatlıkla aynı veya benzeri eurobond eklemesi yapabiliriz)


Özetleyecek olursak eurobond bizi yukarıdaki maddelere dikkat edildiği takdirde enflasyon karşısında koruyabilir. Zaman ayırıp okuduğunuz için ve bu yolculukta beni yalnız bırakmadığınız için teşekkür ederim.


Yeniden görüşmek dileğiyle 🙋‍♂️


Not: Yazdıklarım tamamen kendine nottur. Hiçbir yatırım tavsiyesi içermemektedir...

Temettü nedir?



Temettü nedir ?


Temettü, bir şirketin karından veya sermayesinden hissedarlarına dağıttığı kâr payıdır. Temettü, hissedarların yatırımlarından kazanç elde etmelerini sağlar ve şirketin karlılığının bir yansımasıdır. Temettü ödemesi, hissedarlar için olumlu bir olaydır, çünkü bu ödemeler nakit gelir sağlar.


Temettü ödemesi sonrası hisse fiyatı neden düşüyor ?



Temettü ödemesi sonrası hisse fiyatlarının neden düşebileceğini anlamak için bir ev yatırımına benzer bir örnek kullanabiliriz.


  • Eşyalı Ev Örneği:

Diyelim ki bir ev satın aldınız ve bu ev eşyalı olarak satılıyor. Evdeki eşyalar, evin toplam değerinin bir parçasıdır ve evin fiyatını yükselten unsurlardan biridir. Eşyalı bir ev, potansiyel alıcılar için cazip hale gelir çünkü evi hemen kullanmaya başlayabilirler.


Şimdi, bu evi düşünün. Eşyalarınızı ayırdığınızı ve ayrıca eşyaların ayrı bir değeri olduğunu düşünün. Eşyaları ayrı satmak istediğinizde, evin toplam değeri azalır, çünkü alıcılar artık bu eşyaları ekstra bir maliyetle satın almak zorundalar.






  • Eşyasız Ev Örneği:

Şimdi, aynı evi düşünün, ancak bu sefer eşyalı olarak satılmıyor. Eşyaların evle bir ilgisi yok ve ayrı olarak satın alınmaları gerekiyor. Bu durumda, evin fiyatı sadece eve bağlıdır ve eşyaların ayrı bir değeri yoktur.






Şimdi, temettü ödemesi sonrası hisse fiyatlarını bu örneklere benzetebiliriz:


Eşyalı Ev: Bir şirket, yatırımcılara temettü ödemesi yapar. Temettü, şirketin karından dağıtılan bir kâr payıdır ve yatırımcılara nakit ödeme olarak gelir. Ancak bu temettü ödemesi, şirketin varlıklarından çıkarıldığı için şirketin toplam değeri azalır. Bu nedenle hisse fiyatları düşebilir, çünkü şirket artık daha az değere sahiptir.


Eşyasız Ev: Eğer şirket temettü ödemesi yapmazsa, hisse fiyatları genellikle aynı kalır veya yükselir, çünkü temettü ödemesi yapılmadığı için şirketin değeri azalmaz. Yatırımcılar, temettü yerine şirketin gelecekteki büyüme potansiyeline daha fazla odaklanabilirler.


Sonuç olarak, temettü ödemesi sonrası hisse fiyatları düşebilir çünkü şirketin değeri azalır, benzer şekilde eşyalı bir evin değeri eşyalar ayrıldığında azalır. Bu nedenle, yatırımcılar temettü ödemesi yapılırken şirketin gelecekteki potansiyelini ve büyüme planlarını dikkate almalıdır.


Madem temettü sonrası fiyat düşüyor, temettü öncesi şirketi satıp sonrası düşükten tekrar alsak olmaz mı?



Temettü öncesi bir şirketi satıp, temettü sonrasında daha düşük bir fiyattan yeniden almak, piyasa dalgalanmaları ve işlem maliyetleri nedeniyle genellikle karlı bir strateji değildir. Bu nedenle, bu tür bir işlem genellikle önerilmez.


Zaman ayırıp okuduğunuz için ve bu yolculukta beni yalnız bırakmadığınız için teşekkür ederim.


Yeniden görüşmek dileğiyle 🙋‍♂️


Not: Yazdıklarım tamamen kendine nottur. Hiçbir yatırım tavsiyesi içermemektedir...





 

Tekrar Merhabalar Değerli Arkadaşlar 😇

Her birimiz finansal özgürlüğümüze bir an önce ulaşmayı arzuluyoruz değil mi ? Ancak bu sürecin maalesef hem zorlu hem de oldukça emek gerektiren bir yolculuk olduğunun farkındayızdır 😒 Peki bu yolun sonunda gerçekten finansal özgürlüğü elde edebilir miyiz ? Ve bu hedefe ulaşmak için ne gibi planlarımız var ? İşte tam da bu noktada, sizlere kendi planlarımdan biraz bahsetmek istiyorum. 

Gördüğüm en kritik konulardan biri, bence bu sürecin sonunda elde edeceğimiz gelir kaynaklarının neler olacağı. Aşağıdaki görselde, bazı gelir kalemlerini bir ağaç olarak görselleştirdim. Her dal, farklı bir gelir kalemini işaret etmekte. Gelin şimdi bu gelir kaynaklarını daha yakından inceleyelim;

Serbest Gelir Ağacı



Yeniden Herkese Merhabalar 👋


Yine yeni bir aya giriş yaptık ve portföyün son durumunu paylaşma zamanı geldi 😇 Aslında zaman geçtikte insan psikolojik açıdan gitgide yaşlanıyor olmanın verdiği hoşnutsuzluk ve hızlı geçen sürelerden kaynaklı bir kaygı..vb hislere kapılabiliyor. Ancak bir amacınız varsa her geçen dakika bu amaca sizleri daha çok yakınlaştırdığı için diğer şeyleri pekte önemsemiyorsunuz 🤠 Sanıyorum bu fare yarışında peynire ulaşma çabasının en güzel tarafıda bu olsa gerek. 




Maalesef neredeyse hepimiz aynı döngüleri tekrar ediyoruz. Sabah erkenden alarm sesiyle uyanıp iş ve tekrar eve dönüş döngüsü içerisindeyiz ve birçoğumuz bunlarıda senelik maks. 2-3 haftalık tatil için yapıyoruz. Tabii ki bu monotonluğunda kıymetini bilmemiz lazım. Öyle bir gün gelirki bu rutinleri dahi arar hale gelebiliriz. Bu nedenle yazdıklarım sakın yanlış anlaşılmasın bunlardan herhangi bir şikayetim yok ve aksine hergünüme şükreden birisiyim. Ancak benim şikayetim şu kısacık hayatımızı daha geniş perspektifle ele almak varken, ufak bir rutine sıkıştırarak yaşama zorunluluğu. 




Ben bu durumu şuna benzetiyorum; Dümdüz ova bir şehrin, tüm evleri geniş bir alana yayarak rahat bir yaşam alanı haline getirilmesi gerekirken ufak bir km kareye sığdırılmaya çalışılması. Sanıyorum neredeyse tüm dünyada bu durum kanıksanmış durumda ve nedenlerini herkes sanıyorum az buçuk tahmin edebiliyor. İşte bu durumun farkına vararak döngüye bir son vermek amacıyla yola koyuldum ve bu yolculuğumda son durumu aylık düzenli olarak sizlerle de paylaşıyorum ☺️  Peki portföyde son durum nedir hemen birlikte bir göz atalım isterseniz;



Bu ay siseye ağırlık verdim ve 1000 rakamına ulaştım. Bunu yaparken kenarda tuttuğum bir miktar yedek akçeden de yararlandım ve ismende 1000 üzeri olan küsüratlarıda siseye çevirmeye karar verdim. Sise gerçekten uzun vadede en güvendiğim şirketlerden birisi ve bu yüzden portfoydeki ağırlığının artmasını istedim. Bunun dışında bu ay portföye bir ekleme yapmadım. Önceki ayla kıyaslayacak olursak portföy 10400$'dan 11900$ seviyelerine ulaştı. Ayrıca TL bazlıda 300.000 eşiğini geçmiş bulunmaktayım. 




Kısaca özetlemem gerekirse oldukça güzel geçen bir ayı daha geride bıraktık. Ancak her zaman bu şekilde bir artış silsilesi beklemiyorum. Muhtemelen kötü dönemlerde olabilir ve belkide bu dönemler aylar hatta yıllar sürebilir. Ancak benim için önemli olan şirketlerdeki ortaklık oranımı artırmak ve bunu yaparken mümkün olduğunca en uygun fiyatlardan alımlar yapabilmek. Ayrıca hedeflerim arasında sadece bist yok ve mümkün olduğunca yatırımlarımı çeşitlendirmeye çalışıyorum. Bu sayede yatırım ağacımda tek bir daldan tutunmak yerine birden fazla seçeneğim olsun istiyorum. Bununla ilgili bir yazıda en kısa sürede kaleme almayı planlıyorum 🙏


Şimdilik gidişat güzel görünüyor, bakalım ilerleyen dönemlerde nelerle karşılaşacağız :) Zaman ayırıp okuduğunuz için ve bu yolculukta beni yalnız bırakmadığınız için teşekkür ederim.

Yeniden görüşmek dileğiyle 🙋



Not: Yazdıklarım tamamen kendine nottur. Hiçbir tavsiye içermemektedir...